muratoglu @ sozcu.com.tr




Reklam Alanı

Türkiye'nin 80 milyonluk nüfusunda yardıma muhtaç sayısı 30 milyonu geçiyor. İşte bu fakirleşme İktidar tarafından güç olarak kullanılıyor. Normalde tersi olması gerekmez mi? İşin ilginci 2014 yılından itibaren bütçe sunum kitapçığında yardıma muhtaç hane ve kişi sayıları yer almamaya başladı. Türkiye sosyal yardım istatistikleri bülteni yayımdan kaldırılması ile de gerçek yoksulluk envanteri bilinmiyor. Neden acaba?
AKP'nin seçimlerdeki gücünün ham maddesi ne? Politikaları mı? Beş para etmez. Yönetimi mi? Görüp, yaşıyoruz… Berbat! Siyaset yapışı mı? Kavgadan ibaret. Erdoğan mı? Nispeten… Din mi? Kısmen…

Parayı AKP veriyor algısı

Fakat en önemli gücü insanların fakirliğini kullanmayı bilmeleri… Ülke gelirinin yüzde 67'sini kazanan şehirler referandumda “hayır” derken, fakir şehirlerde “evet” oranları öyle yüksek çıktı ki, referandumun ibresini değiştirdi. Yardım alan bir insan kararlarında ne kadar özgür olabilir? Şöyle ki; kamudan sosyal yardım alan insanların çoğu bu parayı AKP'nin verdiğine inanıyor. Nitekim AKP de her ortamda bu algıyı yayıyor. Yapılanları, sanki ceplerinden yapmışlar gibi anlatmaları da bu yüzden. Her yıl yardıma muhtaç sayısı artarak devam ediyor. Sonrası? Sadaka ekonomisi!

Sadakadan sadakat

Halkın parası halka sadaka gibi dağıtılıyor. Minnetten, şükrandan oy devşiriliyor. Bir anlamda fakirleşme ülkeyi yönetenlerin işine geliyor.
Biz gidersek, Erdoğan olmaz ise bu yardımlar kesilir, ona göre… İşte bu tehdit işe yarıyor. Fakir kesim için bırakın yardımların kalkmasını azalması bile katlanılamaz bir durum…
AKP'nin isteği dışında oluşan bir gelişme “yardım akışının kesintiye uğrama ihtimali” olarak algılanıyor. İktidar kanadı bu algıyı besliyor. Sosyal yardım ve sosyal hizmet sunan kurumlar AKP'nin kolları gibi çalışıyorlar. Yardım-oy ilişkisi güçlenerek devam ediyor.
Yahu 3 milyon fakir Suriyeli ithal edildi, dahası var mı? Oy hakkı da gelecek!

Düşünme lüksü

Böylesine çaresiz bir ortamda tabiatıyla, “Biz bu duruma nasıl düştük? Neden kendi ayaklarımız üzerinde durmayı başaramıyoruz?” diye düşünmek lüks kaçıyor. Eğitim de düşük olunca kantar ağır basıyor.
Devletin yaptığı yardımlar 2015 yılında 24 milyar liradan, geçen yıl 32 milyar liraya çıktı. Aslında harcanan para değil kişi sayısının artması ürkütücü… Sosyal devlet ilkesi yoksullara sadaka dağıtma anlayışına indirgendi… Hâlbuki işi bu!
Kim bilir bu yıl ne kadar olacak? Referandum öncesi kaç kişiye ne kadar para harcandığı konusu tamamen karanlık… Bütçe neden bu kadar büyük açık verdi sanıyorsunuz? Referandum sağ olsun!